Ceyhun Kirimli has a PhD. in Biomedical Engineering with areas of competence in Molecular Biology, Genetics & Biomedical Engineering and Computational Sciences with focus on Development and Design of Biosensors.

http://www.linkedin.com/in/ceyhunkirimli
http://ceyhunkirimli.com

Ad Unit

Sunday, November 16, 2014

Panopticon by Peter Vlemmix, 2012

Gorevine yeni atanan Ingiltere Devlet Iletisim Muduru (head of the U.K Government Communications Headquarters ) R. Hannigan, Kasim ayinin basinda demis ki: Mahremiyet/gizlilik asla mutlak bir hak olmamistir.

Biz senelerdir kendimizi paraliyoruz, 100 kisilik siniflarda mahremiyet haklarini ihlal etmeden ogrencilere notlarini nasil aciklayacagiz, odevlerini, sinavlarini, lab raporlarini nasil teslim edecegiz diye.. Bu yuzden her odeve, sinava, rapora kapak hazirlayip, bir ton agac katlediyoruz. Meger bosunaymis.. Sirf bize eziyetmis.. 25 senelik ogrencilik hayatimda okul numaram birinin eline gecerse bana ne yapabilir onu bile cozemedim ustelik..

Ingiliz ajanlarinin basi olan bu arkadas, Facebook ve Twitter gibi sirketlerin, pek dogal ve kanuni olarak kullanicilarinin tum bilgilerini paylasmalari gerektigini iddia etmis. Bu iddiadaki kullanicilar kim? sozu gecen kanunlarda kimin kanunlari? ve de dunya capinda hizmet veren bu sirketler ellerinde bulunan bilgileri kimlerle paylasacaklar?

Gectigimiz ay Financial Times'a da benzer aciklamalarda bulunan Mr. Hannigan, internet uzerinden hizmet veren Amerikan sirketleri hakkinda en fazla konusan devlet erkanlarindan.. Hatta cikarilacak yeni kanunlarla, sirketlerin ellerindeki bilgileri paylasmak zorunda birakilmasi gerektigini savunacak kadar ileri gidiyor. Tabii ki sirketlerin korkusu da boyle bir durumda dunya capinda kullanicilarini kaybetmek. 2014 ilk yarisi itibariyle Facebook'un 1.35 milyar, Twitter'in ise 255 milyon aktif kullanicisi mevcut. Ustelik her kanun cikaran devlete ellerindeki tum bilgiyi verecekler mi? orasi da biraz karisik..



Iste Panopticon da, tam olarak bu konuyu inceliyor. Internet kullanicilarinin mahremiyet ve gizlilik haklari. Panopticon, 2012 de Peter Vlemmix tarafindan Hollanda ve Almanya'da cekilmis bir belgesel. Konunun uzmanlari disinda, sokaktaki insanlara da uzatiyor mikrofonu Vlemmix. Hollanda'da aldigi cevap hep ayni: "Benim saklayacak bir seyim yok, kim istiyorsa dinlesin, ne istiyorsa ogrensin!" Almanlar ise bu konuda cok daha temkinliler, cunku son 100 yilda acik bir toplumken, kapali bir dikta toplumuna, sonra da tekrar acik  bir topluma donustuler. Surekli takip edilme ve dinlenme fikrinin insanlara, topluluklara neler yapabildigini yasadilar ve hatirliyorlar.

"Ben merak edilecek bir insan degilim ki" diye dusunen bir coklarimiza sesleniyor Panopticon, "Ne icin biriktiriyorlar bunca merak edilmeyecek bilgiyi?? Simdilik sadece depoluyorlar diye fazla kafaya takmiyoruz ama ya bir gun tum o bilgiyi isleyecek teknolojimiz olursa? Ya bugun ilginc degil ki diye dusundugumuz bir takim olaylar, o zaman ilginc olursa? Yine de gizlemek istemeyecek miyiz? Vlemmix'e bu noktada katilmamak mumkun degil, ancak...

Biz ailece belgeseli karisik duygularla izledik. Internetin her turlu nimetinden her firsatta faydalaniyoruz. Ders notlarina, haberlere, bilimsel ve populer yayinlara hep internet uzerinden ulasiyoruz. Hatta Panopticon'u da Documentary Storm' dan seyrettik. Diyecegim su ki, madem biz internetin bize sunduklarini kullanirken gozumuzu bile kirpmiyoruz, neden elinde guc olan kurumlarin, sirketlerin ve de insanlarin aynisini yapmamasini bekliyoruz ve de talep ediyoruz?

Panopticon cekilip yayinlandiktan sonra gecen iki senede bizim gezegende isler sanirim iyice sarpa sarmis ki Mr. Hannigan ve arkadaslari gozetlemeyi kanunlastirmayi onerebiliyorlar. Onlar her turlu bilgiye ulasma yolunda ilerleye dursun, bizim bu konuda hala kafamiz karisik, neye hakkimiz var? Tamam peki mahremiyet ugruna internete savas acalim ama dizileri nasil seyredecegiz..? 

Ben kendimce insanogluna, mahremiyetini yeniden tanimlama ve sinirlarini belirleme cabasinda yurekten sans diliyorum. Umarim insanlik bu konuda kararini benden once verir..  Cunku aklina ne gelse bloguna yazan biri olarak, mahremiyete mi inanmiyorum, kendimi fazla mi ilginc buluyorum, bilemiyorum. Ama inandigim tek bir sey varsa, o da insanlarin gizleme, unutma, unutturma hakki oldugu..


No comments:

Post a Comment

Bumerang - Yazarkafe