Ceyhun Kirimli has a PhD. in Biomedical Engineering with areas of competence in Molecular Biology, Genetics & Biomedical Engineering and Computational Sciences with focus on Development and Design of Biosensors.

http://www.linkedin.com/in/ceyhunkirimli
http://ceyhunkirimli.com

Ad Unit

Tuesday, July 29, 2014

Islak Çöl, Gary Hansen, 2007

Hala "6 Bardakta Dunya Tarihi"nin etkisini uzerimden atamadigimdan olsa gerek, "dunyanin temiz sulari ne durumda" ve "ne olacak bu son yillardaki kuraklik" baslikli  arastirmalar yaptim. Her arastirmamda oldugu gibi, yine sonuclar karisik, ama hepsinin birlestigi en onemli nokta, Tom Standage'in de kitabinin sonuç bolumunde degindigi gibi, gelecegimizin temiz su kaynaklarimiza bagli oldugu. Nasil kullandigimiz, ne kadar koruyabildigimiz cok onemli. 2005te hazirlanip imzalanmaya baslanan uluslararasi anlasmaya gore dunya uzerinde her insanin temiz icme suyuna ulasma hakki var, (en azindan 2015e kadar). Dunyanin en genis tatli su kaynaklarina sahip olan 30 milyonluk Kanada'nin bu anlasmayi son imzalayan ulkelerden biri olmasi ise endise verici. Komplo teorilerine dalmak istemem ama bizlerden sakindiklarina gore bu sularla ilgili baska planlari var herhalde diye dusunmeden de edemiyorum.

Arastirmalarim sirasinda Kuzey Amerika'nin can damarlarindan biri olan Kolorado nehri'nin son hali icimi ciz ettirdi. Son 14 yilin kurakligi, besledigi 7 eyaletin nufus yogunlugu ile birlesince Kolorado nehrinin geldigi durum kacinilmaz ve gercekten endise verici.

NY Times'tan kuraklik uzerine makale

Kolorado nehri Amrika'nin guney bati sahilinin ve icerideki genis duzluklerinin neredeyse tek su kaynagi:


Kolorado'nun kuzey dogusundaki daglardan dogup, Meksika sinirlari icindeki Kolorado nehri deltasina dokuluyor. Yukaridaki haritadaki tum goller nehrin uzerindeki baraj golleri. Boylesine kurak bir arazinin ortasindan akan kocaman bir nehir Kolorado, debisi ve su miktari da iklimle paralel olarak yil icinde cok fazla degisiyor. Uzerindeki baraj golleri, kuraklik ve su baskinlarini onlemekte onemli islev goruyor.

Kolorado  Nehri Vadisi'nden bir goruntu.

Baraj gollerinden Lake Powell

Barajlarin kuraklik sonrasi durumu.

Gelelim Islak Col (Wet Desert)'e. Gary Hansen'in ilk romani. Polisiye kurgu dalinda ustalikla yazilmis, icerdigi sayisiz tarihi, teknik ve ekolojik detayla okuyucusunun eline yapisan bir kitap. Keske Turkcesi olsa dedigim baska bir eser.


Yazarimiz Gary Hansen, Utah'da bir ciftlikte dogup buyumus. Elektrik muhendisligi ve isletme masteri yaptiktan sonra, 25 yil Kalifornia'da calismis. Su sporlarina cok merakli. Kalifornia'da yasarken Kolorado nehrini ve uzerindeki baraj gollerini sık sık  ziyaret etme fırsatı bulmus. Ve ilk kitabını da onlar hakkinda yazmaya karar vermiş. 

Kitabın kahramanı Grant Stevens barajlar üzerine uzmanlasmış bir muhendis. Çevre duzenleme ofisinde orta dereceli bir yönetici olarak calışırken, gecici olarak ofisin başına geçiyor. Tam da bu sırada, nehrin üzerindeki barajlardan ilki terörist bir saldırıya uğruyor. Hikayemiz, Grant'in serbest kalan suyu kontrol etme ve güneydeki barajları kurtarma çabasını anlatıyor. Kitabın karakterleri özenle seçilmiş, barajları ve nehri her yönüyle tanımamızı ve olayları takip edebilmemizi sağlıyorlar.

Nemli çöl, klasik bir terörist saldırı kitabı değil, korku salmak ya da politik mesaj vermek gibi kaygıları yok. Profesyonel bir bakış açısıyla, bizlere nehrin ve suyun hikayesini anlatıyor, hem de soluksuz bir serüvenle.

Not: Gary Hansen, kıtabı için gerekli araştımaları yaparken başını belaya sokmayı da başarmış:

Artık nasıl sorular sorduysa...

Not: Maalesef Kolorado nehrini görme fırsatımız henüz olmadı. Bu yüzden de resimlerin hiç biri bana ait değil. Internetten topladım (Wikipedia, Gary Hansenin websitesi ve NY Times sayfasından aldım).


Thursday, July 24, 2014

Alti Bardakta Dunya Tarihi, Tom Standage, 2005

Alti Bardakta Dunya Tarihi. The Economist yazari Tom Standage'in dunya tarihine eglenceli bakis acisini yansitan kitaplarindan biri. Tom Standage, Oxford Universitesi, Bilgisayar Bilimleri bolumu  mezunu ingiliz bir gazeteci ve yazar. Standage web sitesinde profesyonel kariyerini anlatirken, "tarihi faktorlerin bilim, teknoloji ve is dunyasi uzerindeki etkilerini" calistigini ifade ediyor. Diger calismalarinda da Standage'in bu yolda emin adimlarla ilerledigini gormek mumkun.







Tom Standage in tum calismalari:
  • The Turk: The Life and Times of the Eighteenth Century Chess Player 
  • The Victorian Internet 
  • The Neptune File 
  • A History of the World in Six Glasses 
  • The Future of Technology 
  • An Edible History of Humanity 
  • Writing on the Wall: Social Media—The First 2,000 Years 
 "Alti Bardakta Dunya Tarihi"ni ben orjinal dilinde okudum ancak Turkce cevirisi de bulunuyor: Pandora yayinlari-6 Bardakta Dunya Tarihi

Standage kitabinda soz konusu alti icki (bira, sarap, sert ickiler, kahve, cay, kola) nin, insanlik tarihinin alti evresinin belirleyici ve/veya karakteristik ozellikleri oldugunu iddia ediyor. Kitap bu iddia uzerine kurgulanmis. Bu yuzden de bir cok tarihi olay ve faktor kitabin disinda birakilmis. Ornegin 18. yuzyilin baslarinda Ingiltere ve Hollanda'da yasanan Cin cilginligina hic deginmemis Standage kitabinda, cunku bu donem Ingiltere'de Kahve cagina denk geliyor. Aslinda  Ingiltere ve Hollanda'nin globallesme sahnesindeki rolu acisindan onemli bir olay olmasina ragmen kitapta yer bulamamis.

Zaten Standage'in amaci da insanlik yada iceceklerin tarihini bilimsel olarak calismak degil, tarihi donemlere yeni bir bakis acisi getirmek. 6 Bardakta Dunya Tarihi, tuketim maddelerinin insanlik tarihini nasil sekillendirdigini gormek isteyenler icin iyi bir baslangic kitabi. Anlatilan bir cok hikayeyi biliyoruz aslinda, ama kronolojik sirasi ile bir butun olarak gormek, Standage'in akici ve eglenceli anlatimiyla da birlesince karsimiza cok iyi secilmis bir konu ve guel yazilmis bir kitap cikariyor.

Alti Bardakta Dunya Tarihi, bence tarihin nasil yazilip, ogretilmesi gerektigi uzerine iyi bir ornek. Ozetle sıkıcı olarak degerlendirilen insanlik tarihine genel bir bakisin gelebilecegi en eglenceli nokta.

Tuesday, July 22, 2014

Chippewa Park

Sonunda yaz geldi. 30 dereceyi de gorduk. -39 dan +30 a ciddi bir degisim yasadik Subattan Temmuza. Maalesef sicak hava biz kendisine doyamadan bugun yerini firtinaya birakti. O da biraz esti gurledi, yagdi mi yagmadi mi belli bile olmadi, (ya da ben kacirdim) yarin hayat normale donecekmis. Biz de ailece kendi tanimimizla yaz denebilecek sayili dakikalari kacirmadik. Pazar ogleden sonramizi ve pazartesi oglenimizi Chippewa Park da gecirdik.  Oncelikle parkin resmi sitesine bir goz atalim:

Chippewa park web sitesi


Chippewa Parki sehrimizin guney ucunda yer aliyor. "Fort William Reserve"in bir parcasi. Oncelikle Fort William Reserve den bahsetmek istiyorum. Reserve kelimesi, Turkce kullanimindan da anlasilacagi uzere, ayrilmis, sakli tutulmus demek. Fort William Reserve sehrimizin Aborjinlere, yani yerlilere ayrilmis bolgesi. Onlari artik yerliler, kizilderililer vb.. eski lakaplarla  tanimlamiyoruz Kanada'da. Kendilerine Ilk Millet (First Nation) diyoruz. Hepimizden once buradalardi anlaminda. Kanada'da adet (ya da kanun) yerlilere ozel bir bolge ayirip, onlara orada bir suru ozel hak vermek: vergi muafligi, universitelere bedava gidebilmek, benzini indirimli almak.. gibi.

Bu uygulamanin amaci, yerli halklarin kendi orf, adet ve yasam sekillerini korumalarini saglamak. Ama bizim gozlemledigimiz kadariyla durum hic de oyle degil. Sanki oraya hapsedilmis yok olmalari bekleniyor gibi. Kuzey Ontario'ya tasinmadan once buralarda suc oraninin yerli nufusunun oranina bagli olarak, Kanada'nin geneline gore cok yuksek oldugunu bir cok kaynaktan ogrendik. Istatistikler de bu durumu onayliyor. Ama isin ic yuzu farkli. Kanada'da yuzlerce is basvurusu yapmis biri olarak sunu soyleyebilirim basvurularda ilk sorulan soru hep: Aborjin misin? Resmi kaynaklara gore bu sorunun amaci cok baska ama bu sorunun verdigi tek hizmet ulke nufusunun sadece yuzde ikisini olusturan bu cok ozel insanlarin onune kocaman duvarlar ormek.

Beni uzen bir diger konu da uyusturucu otlar. Kuzey Amerika'da insan haklari, inanc haklari ile es anlamli olarak kullaniliyor. Olmek uzere olan kanser hastalarinin bile alabilecegi uyusturucu tipi ve miktari sinirli iken, eger dini inanisa baglanabilirse sokaktaki adamin her turlu uyusturucuya, yasal yollardan, hem de istedigi miktarda ulasmasi serbest. Bu nasil bir lahana tursusu anlayan beri gelsin?!?! Yerliler de bu sacma sapan ozgurluklerin kurbani oluyorlar. Onlarin geleneksel dinlerinin bir parcasi oldugu icin daha cocuk yasta uyusturucu icmeleri serbest. Baska bir lahana tursusu vakasi ise, bu insanlarin dinlerine bu kadar deger veren Kanada'nin Reserve'in her kosesine birer kilise kondurmus olmasi. Ustelik ne zaman toplanip sosyallesebilecekleri bir merkez kurmak isteseler, devlet tarafindan reddediliyor. Ozetle Reserve de yapilabilecek fazla bir sey yok ve uyusturucu bol. Reserve disina cikmak icin caba gosterenlerin ise elinden tutan neredeyse hic yok.

Loretta Sanders'i sadece burada anmak istiyorum.

Iste butun bu gercekleri yuzumuze haykiran bir yoldan gecip Chippewa Park'a vardik. Fort William Reserve'un cogu daglik alandan olusuyor. Vahsi dogayla ic ice yasiyor Reserve halki:

Neyseki arabadan cok korkuyorlar :))

Pazar gunu parkta klasik araba shovu vardi. Biz anca odul torenine yetisebildik, o yuzden de butun arabalarin resimlerini cekemedik. Ama tabiiki bir araba hastasi olarak ben mest oldum, cocuklar gibi oradan oraya kosturdum.








Asil sicak bizi Pazartesi vurdu. Okul hayatina sonsuza kadar devam etmenin nimetlerinden yararlanan biz de, borekleri toparlayip plaja kostuk:



Daha Pazar gununden plaji gozumuze kestirmistik cunku. Yalniz gorunen bu su, anlatamayacagim kadar soguk. Alismak kesinlikle mumkun degil. Coluk cocuk bile giriyor diye, yigitlige camur surdurmeme adina ben sonuna kadar gittim, dubalara kadar yuzdum. neyseki firtina cikti da Sali gunu tekrar gidemedik. Cunku hala kan dolasimim kendine gelemedi. Boreklerin yanindaki de gunes koruyucu krem. Benim alerjim varmis diye bana suruluyor her seferinde balcik gibi. Suyun soguyla kremin etkisi birlesince ben plaja gittigimden beyaz dondum eve. Birisi ise ne guzel yandim diye ortalarda dolasiyor hala.


Saat 3 e dogru plaj doldu, park yerinde bosluk kalmadi. Sicagin etkisiyle de golun uzerinde buharlasma gozle gorulur hale geldi. Ikinci kez suya girmeye niyetlenemedigim icin evimize erken donduk. Malum calismak gerek....


Friday, July 18, 2014

Sivrisinek

Yaz geldi. Inanilmasi guc bir kis gecirdikten sonra, kendimizi sokaklara vurmak, park bahce dolasmak istiyoruz. Poacalari kurabiyeleri paketliyoruz, gunes gozlukleri, gunes koruma faktorlu kremler, alerji haplari, alerji kremlerini de ekliyoruz. Yollara koyulmak uzereyiz. Hatta termos bile aldik.. Caysiz olmaz cunku:


Kiiii sivrisinek ilaclarini unutmusuz. Yaninizda 15 cesit sivrisinek ilaci olmadan kapidan cikmaya imkan yok bu (!)guzel(!) memlekette.. Cunku burada sivrisinekler tek baslarina, ya da ailece gezmiyorlar. Gunun her aninda binlerce sivrisinek barindiran bulutlarin icerisinde bulabiliyorsunuz kendinizi. O anlarda da anca kendinizi zifte bularsaniz farkedilmeme ve kurtulma sansiniz olabiliyor. O yuzden bu sehirde sivrisinekler:1-ceyhun:0. Ayrica bu hayvanlarin bizimkilerle ilgisi de yok. Hayvanlarin bariz agirliklari var, bir yerinize bir tane sivrisinek kondugunda, o daha ignesini hazirlayamadan kendisini farkedebiliyorsunuz. Yani ceyhun:1-sivrisinekler:1.

Her gunumuz sivrisineklerle savasma halinde gectigi icin, kendileriyle olan iliskimi arastirmaya karar verdim. Ogrendiklerimi yazmaya baslamadan once belitmeliyim ki, bizim inandigimizin aksine, sivrisinekler sogukta da yasiyabiliyorlar. Ya da en azindan yasabilen turleri mevcut. TBay'i bu kadar sevmelerini baska turlu aciklayabilirseniz buyurun.

Ayrica gunes sevmedikleri, sadece golgelerde yasayip, gunese cikmadiklari da kulliyen yalan. Belki de kalabaliktan adapte olmuslardir burada, cunku sehirde sivrisinek miktari  kadar golge oldugunu sanmiyorum.

Gelelim bilimsel verilere: Sivrisinekler cift kanatli boceklerin Culicidae ailesinden bulunuyor. Her sivrisinegin hayati 4 evreden olusuyor: Yumurta, larva, pupa ve ergin donemler. Bunlardan ilk 2si yumurta ve larva evreleri suyun icerisinde gerceklesiyor. Pupa evresinde sivrisinekler su yuzeyinde yapisik ve suya paralel bir sekilde yasamlarina devam ediyorlar. Ergin evresinde ise karaya cikiyorlar. Lavra evresinde algler ve bir hucreli canlilar ile beslendikleri icin bataklik ve/veya kirli sularda cok fazla ureyebiliyorlar. Yaklasik olarak 3 bin sivrisinek turu mevcut, Bunlarin sadece 100 kadari zararli. Bir cok sivrisinek turu tamamen bitkisel olarak besleniyor. Zararli sivrisinekler ise memeli hayvanlarin kanina, yumurtlamak, dolayisiyla uremek, icin ihtiyac duyuyorlar. Bu yuzden de sokan sivrisineklerin tamami disi. Disi sivrisinekler yuzlerce yumurta uretiyorlar ve urettikleri her yumurta yigini icin kana ihtiyaclari oluyor. Sivrisineklerin sokacaklari canliyi nasil sectiklerini, kimleri tercih ettiklerini net olarak bilmiyoruz. Disi sivrisinekler kan tasidiklari icin sitma, sari humma gibi parazitik hastaliklari yayabiliyorlar. Ancak virusler sivrisinek bunyesinde yasamadigi icin, virutik hastaliklar bulastirmiyorlar.

Sivrisinekler ana enerji kaynagi olarak seker kullaniyorlar. Hem erkek hem de dişi bireyler bitki nektarı, meyve suyu ve bitiklerden elde edebilecekleri diğer sıvılarla besleniyor. Elde ettikleri şekeri yakarak uçmak için enerji sağliyorlar. Yeterli yakıtı sağlamak için her gün düzenli olarak besleniyorlar.

Sivrisineklerin ignesi sanildigi gibi basit bir yapiya sahip degil. Oldukca gelismis mekanik bir yapisi var. Dişi sivrisinek insan derisini deldiği zaman, kanı emmeye başlamadan önce, açtığı yaraya az miktarda tükürük enjekte ediyor. Tükürük, hem deriden ve dokulardan geçişi kolaylaştırıp damara daha rahat ulaşmayı sağliyor, hem de emilim sırasında sivrisineğin ince yemek kanalından geçen kanın pıhtılaşmasını önluyor. Bazi turlerin tukurugunun uyusturucu etkisi oldugu da dusunuluyor. Sivrisinek ısırdıktan sonra derimizde oluşan şişlik ve kızarıklar sivrisinek tükürügu yüzünden oluşan alerjik reaksiyonlar. Genellikle kaşıntı ve şişlik birkaç saat içinde kaybolur. Fakat bazı insanlar sivrisinek ısırıklarına karşı daha duyarlıdır ve bu rahatsız edici kaşıntıya günlerce katlanmak zorunda kalıyorlar. Şişlikleri kaşımak, tırnak arasında bulunabilecek bakteriler yüzünden bölgede enfeksiyon oluşmasına sebep olabiliyor. Bu yüzden şişlikler elden geldiğince kaşınmamalı. Kaşıntıyı azaltmak için antihistaminik kremler kullaniliyor.

Kurbagalar, baliklar, kertenkeleler, kuslar, yarasalar ve bocek lavralari sivrisinekleri ve lavralarini yiyor. En yaygin bulunan sivrisinek turleri 2 gun kadar yasiyor ve olurken arkalarinda yuzlerce lavra birakiyor.

Yani elimizde kivrilmis gazete, dergi vs sabaha kadar avladiklarimiz devede kulak!!

Monday, July 14, 2014

Tesla Model S vs BMW i3

Gectigimiz gunlerde BMW elektrikli araclari olan i3 ve i8 modellerini satisa sundu. Internette bu araclarin test suruslerini bulabilirsiniz. Benim yapmak istedigim elektrikli arabalarin krali olan ve gecen sene Motor Trend tarafindan yilin en iyi otomobili secilen Tesla Model S ile karsilastirmak ve markete neler kazandirdigini incelemek. Oncelikle Tesla Model S ile ilgili bir kac onemli bilgi. Tesla sadece elektrikle calisan otomobiller ureten bir Amerikan firmasi. Motor Trendin Model S'i en iyi araba secmesinin gerekcelerinden biri tabii ki firmanin ABD firmasi olmasi. Yine de buna ragmen ABD de diger otomobil ureticileri tarafindan pek sevilmeyen bir firma cunku amerikada "Dealer" denen araba galerilerinde satisinin yapilmamasi ve Teslanin butun modellerini sadece kendi fabrikasinda uretmesi ve oradan satmasi. Araci internetten yada Tesla'nin kendi dukkanlarindan alabiliyorsunuz ve arac fabrikada uretilip kapiniza kadar getirtiliyor. Teslanin websitesine buradan ulasabilirsiniz.

Ben gecenlerde Torontodaki Yorkdale alisveris merkezinin icindeki dukkaninda araci yakindan inceleme firsati buldum.
Bu sirada oradaki satis sorumlusu ile bu araci Turkiyede BMW M5 alicak parasi olan insanlara cok rahatlikla satabileceklerini ve Tesla'yi Turkiyede satmaya calismanin ve reklam yapmanin neden cok iyi bir fikir olabileceginden bahsediyordum. Yukarida gormus oldugunuz model Model S' in en full modeli olan P85+ modeli. Kanadadaki fiyati 105000 USD (112000 CAD + 13% tax - 8500 Ontario Government Incentive)   = 118 bin Kanada dolari civariydi. Ontario eyaletinin elektrikli arac alanlara verdigi 8500 dolar geri odeme dahil. Bu size cok gorunebilir fakat bu videoda da izleyebileceginiz gibi BMW M5'i drag yarisinda gecebilicek 420 km menzili olan ve benzin yakmayan bir arac icin bence ucuz bile sayilabilir. Icindeki konforu ve luksu anlatmama gerek yok asagidaki videoyu izleyebilirsiniz...

17 inclik dokunmatik ekranindan aracin herseyini kontrol edebiliryorsunuz. Icinde kesinlikle hic bir yerde dugme bulunmayan aracin (torpido gozu haric) motoru cok kucuk oldugundan on kaput ve arkada iki bagaji bulunuyor.

Aracin sasisi aluminyumdan uretilmekte ve arka tekerlerin arasindaki ufak bombede 416 beygirlik elektrik motoru bulunuyor. En onemli diger avantajlarindan biri de M5 ile karsilastirilan yukaridaki drag yarisi videosundaki arkadasinda soyledigi gibi elektrik motorunun butun torkunu sifir devirden itibaren lineer olarak en yuksek devrine kadar verebilmesi ve tabiki aracin en agir parcasi olan koca pilin (yukaridaki resimde on ve arka akslarin arasindaki genis levha) aracin altinda olmasi ve agirlik merkezinin neredeyse bir lamborghini aventador kadar yere yakin olmasi ve dogal olarakta olusan ustun yol tutus ozelligi.

Neyse gelelim BMW i3'ye. I3'nin iki modeli bulunmakta, biri 45bin dolarlik baz modeli ve digeri de range extender denen BMW nin scooterlarinda kullandigi bir motosiklet motorunun jenerator olarak kullanildigi hybrid modeli. Bu modelin fiyati da yaklasik 50 bin dolar ve baz modeline gore tek dez avantaji daha agir olmasi ve 0-100 performansindaki 0.7 sn'lik dusus (7.9 sn vs 7.2 sn). 8 litrelik bir deposunda olmasi cabasi. Bu arac BMW kanada'nin iddaasina gore 290 km ile 340 km arasinda bir menzile sahip. 170 beygirlik elektrik motoru bulunan bir arac. Model S in en baz versiyonu olan Model S 60'nin kanadadaki fiyati ise yaklasik olarak 73 bin dolar. Karsilastirma yapmak gerekirse de 0-100 u 5.9 sn ve maksimum hizi da 192 km/saat (i3 icin bu deger 150 km/saat). Menzili ise 330 km'nin biraz uzerinde.

BMW'nun i3 ve i8 icin gelistirdigi teknolojileri Tesladan yardim almadan yapamadigini ve range extender modeli icin benzin kullandigini ve jenerator gelistirmek yerine (disc wave generator mesela, bakiniz) eski bir motorsiklet motorunu modifiye etmeyi tercih etmesini ve butun bunlara ragmen cok daha az bir performansi ve yeterli olmayan bir menzili uretmesini BMW adina yetersizlik olarak gormemek elde degil. Tabi butun bunlarin yaninda tekavantaji fiyatinin dusuk olmasi. Ama bana sorucak olursaniz 50 bin dolar bu denli dusuk bir performansi aciklayacak kadar az bir para degil. Son sozum BMW'ya. Biraz daha ugrasmalisin...


Sunday, July 13, 2014

Kanadanin sulari, Ceyhun Kirimli arsivinden, bolum 2

Uzerinde durdugumuz noktadan doguya dogru ilerleyecegiz bugun. Konu basligimiz Kanada uzerine oldugu icin Superior Golunun kuzeyini tanitmis olacagim sizlere. Her insanin gormeyi isteyecegi dogal bir guzellige sahip bu bolge, ancak cok azimizin yolu buralara dusuyor. Biz 1500 kmlik yolculugumuza baslamadan once Kanadanin tecrubelilerine yol tarifi sorduk. Once hic biri ne sordugumuzu anlamadi. Sonra da dediler ki 1 tane yol var: Trans Canada.. patikalara sapmayin, asfalti takip edin.

Kanada otobanlari konusunda cok hassas, kara kisin yollarin uzerindeki etkisiyle savasma isinde de cok basarili. Toronto'nun meshur otobani HW401'in dunyaca unlu olduguna inaniyorlar, hatta bir rivayete gore Almanlar bile 401'in kavsak yapisindan kopya cekmis. Ben yerel halkin yalancisiyim. Kendi tecrubeme gore yazacak olursam, Toronto ile TBay'i baglayan 1500 kmlik  yolda, NYC ile Philadelphia'yi baglayan 4 seritli otobandan daha az cukur, gocuk, vs var.

Tabii ki her guzel seyin bir bedeli oldugu gibi, yollarin bu kalitesinin de cilveleri yok degil. Kanadada insani ilk karsilayan esprilerden birinin de dedigi gibi: "Kanadada 2 mevsim var: 1) Kis, 2) Yol calismasi." Karlar erimeye basladigi anda (nisan sonu gibi) her yer kazi alanina donuyor. Ve havada kar yeniden gorunene kadar da oyle kaliyor. Bizim sokaktakilerin her gun birer tas koyduklari dusunulurse, gercekten kasima kadar surecek bu cile gibi geliyor.

Google'dan indirdigim bu haritadan da goruldugu gibi Superior Golunden kutba kadar her yer su, goller, dereler, selalelerle dolu her kilometre kare. Neredeyse hic bir yerine el degmemis. Bir bolumu bu haritadaki yesil alan gibi, park olarak ayrilmis. Kayirmaktan kasitlari tam olarak ne bilmiyorum, carpici guzeligi olan yerleri haritada yesile boyuyorlar sadece sanirim. Cunku gordugunuz gibi icerisinden otoban da gecebiliyor, sinirlarini harita disinda anlamaya imkan yok, sadece hosgeldiniz ve gule gule tabelalari bulunuyor. Bu haritada, eyaletin en bos alanlarindan birini gormektesiniz. Tbay ile Wawa arasi.

Google da ayni haritayi indirip, cevresindeki bolgelere de goz gezdirirseniz, aslinda eyaletin kuzeyinin oldugu gibi ayni yapiya sahip oldugunu goreceksiniz. Buzul cagindan sonra, eriyen buzullarin olusturdugu cografi sekiller bunlar. Sibirya'nin bazi bolgelerinde de ayni cografi sekilleri gormek mumkun. Simdi bu gollere yakindan bakma zamani, ben fazla konusmayacagim, resimler size anlatir:
Biz burda toptan donmus da erimeye calisirken, (mayis basinda cekildi bu fotograf)
Geyik denen hayvan nedense araba ile insan'in iliskisini kavrayamamis henuz. Arabalari cok seviyorlar, kosup yanina geliyorlar, camdan elinizi cikardiginiz anda ise dehsete dusup kacmaya basliyorlar.
Gecenlerde paylastigim Boulevard Golu fotografi ev ahalisi tarafindan begenilmedi. Yeni resimlerini koymam rica edildi. Ustelik Superior sinirinca ilerlerken ilk karsimiza cikan yerlerden biri.
Boulevard golu ile Superior Golunun baglantisi.

Kuzeye dogru ilerlemeden once yarim saat kadar iceri girerseniz, Kakabeka nehri sizi bekliyor, bolgenin en buyuk ve en hizli nehirlerinden. Yerlilerin yuzyillardir yasadiklari bilinen vadilerden biri.

Sleeping Giant parkindan sehre bakis. O ufuktaki duzlukler belli olmasa da bizim evler..

Aquasabon Nehri vadisi, kucukmus gibi gorundugune bakmayin, oldukca ihtisamli:

Vadinin bu tarafinin kapali oldugunu soylemeyi unutmusum.

Doguya dogru ilerlemeye devam ediyoruz. Burasi da Pebble beach: Cakil tasi plaji. Her yil kis sartlari ve golun akintilari cakiltaslarinin miktarini ve boyutlarini belirliyor. 2 km genisliginde bir plaj. Agustos sonunda bile ceket gerektirecek kadar sert ruzgarlar esiyor. Kanadalilarin "beach" dedigi seyin, bizdeki plaj olmadigini dusunuyor insan. Zira, suya asla giremeyeceksek, plaj ilan etmenin ne anlami var biz cozemiyoruz.

Evden 500 km kadar uzaklasmis bulunuyoruz. Burasi Wawa-Algoma Country. Wawa kasabasinin girisine kocaman bir kaz heykeli koymuslar, ortalikta yeterince kaz yokmus gibi...

Bu da trans canada otobanini cevreleyen yuzlerce golden biri,


bir baskasi..

ve de bir baskasi..



Burasi da Chippewa selalesi. Tam bu noktada arabamin oksijen sensoru bozuldu. Hala bozuk. Selalede durmasaydik belki biraz daha calismaya devam edebilirdi. O sularin icinde bir saat hoplayip ziplama sansini kacirirdik ama o zaman.


Sehirlere yaklastikca parklarin icindeki el degmemislik de azaliyor. Sault Saint Marie nin yakinlarindaki bir parktan cekildi bu resim. Biz derelerde kayadan kayaya atliyorduk, kopru nedir yahu???

Sault Saint Marie, Superior Golu ile, Huron Golu'nun kesistigi kosede kurulmus 75000 nufuslu sevimli bir kasaba. Biz ugradigimizda cok yagmur yagiyordu, gezme firsati bulamadik. Belki bu sene, sansimiz yaver gider.

Sault Saint Marie, Superior Golu ile Kanada'nin dogudaki kesisme noktasi. Yani yazi dizimin ikinci bolumunun sonu.




Friday, July 11, 2014

Kutup Girdabi

Gecen kis hic dilimizden dusurmedigimiz "Kutup Girdabi (polar vortex) " yine kapimizda.. imis.. Son bir haftadir hava gittikce soguyordu, kendi acemiligimizden olsa gerek, bu kadar kuzeye gelirsek boyle olur tabii diye hayiflaniyorduk. Dun yine meshur kutup girdabi gunluk hayatimizdaki yerini aldi. Meger sadece kisin olusmuyormus kutup girdabi. Temmuzun ortasinda da bize isiticilari yaktirtabiliyormus.

Bu arada haber kurumlarina guvensizlik oyle bir boyuttaki, kutup girdabi sozunun de insanlari panige sevketmek icin kullanildigi, aslinda bu soguklarin normal oldugu da konusuluyor. Kaydedilmis temmuz degerlerine bakilirsa bu duruma normal demek zor. Environment Canada'nin sitesine bakilirsa da hava soguk falan degil, hatta cok sicak gunler bizi bekliyor:

Environment Canada

Environment Canada, Kanada'nin meteroloji genel mudurlugunu de icinde barindiran, Kanada'nin en onemli devlet kurumlarindan biri. Son zamanlarda bunyesinde gerceklesen degisiklikler bizleri cok tedirgin ediyor. Bu durumda ben temmuzda kazak giyerken, sicak havalara dikkat edin diye uyariyor olmalarina hic sasirmadim. Kime guvenecegimizi bilmedigimiz boyle bir ortamda da kendi arastirmami yapmaya karar verdim. Oncelikle bircok haber sitesinden Temmuz ayi kutup girdabi ile ilgili ne dendigini arastirdim. Sonuclar esit, hatta Environment Canada ile agiz birligi yapip havanin soguk olmadigini iddia edenlerin sayisi da azimsanacak gibi degil. Hatta bazi web sitelerinde kutup girdabi var ama Kanadayi atlamis(???), ve Chicago ve cevresini vurmus gibi davraniyorlar. Belki de yerel yayin kurumlari oldugu icindir. Sadece bizi umursamamislardir, kim bilir?

Arastirmamin ilk bolumu boyle husranla sonuclaninca ben de kutup girdabinin ne oldugunu anlamak istedim (en azindan). Ogrendiklerimin bir kismini Elcim okuldan dedikodularla dondugunde ona aktarmak icin de burada topluyorum. Kutup girdabi ilk kez 1853'te tanimlaniyor. Kuzey ve Guney kutuplari uzerinde, Stratosfer ve Tratosferin ust katmanlarinda olusan alcak basinc girdabi. Olusan girdaplarin capi genel olarak 1000km den dusuk. Kutup dairesinde hizi saatte 130 km civarinda saat yonune ters esiyor.

Kuzey yarim kurede kutup girdabi iki merkezli olarak olusuyor.
(Not: haritalarin hic biri bana ait degil, okudugum cesitli kaynaklardan indirilmistir.  Bu haritada girdaplarin merkezi normal merkezlerden farkli yerlestirilmis. Resmi buyutup bakarsaniz, gecen ocak ayinda yasadigimiz soguklarin bu kaymalar ile aciklandigini goruyoruz.)

Biri Kanada'nin Baffin adasi, digeri ise Kuzey Dogu Sibirya. Baffin dunyanin besinci, Kanada'nin ise en buyuk adasi. Ontario eyaletinin kuzeyinde Nanavut bolgesinin sinirlari icerisinde. Madem bana bu kadar yakin adayi daha yakindan tanimak ve tanitmak istiyorum.  Yakin derken, bizim burdan dumduz kuzeye gidin Hudson Korfezinden denize acilin, karsiniza cikacak.

Yalniz Kanada'nin ebatlari dusunuldugunde, Baffin'i bulabilmek icin sabirli olmaniz gerekiyor.


Adanin nufusu 11000, yasayanlar ya bilim adami yada Inuitler. Ada 1616da ingiliz gezgin William Baffin tarafindan kesfediliyor. Ancak kesfinin oncesinde Gronlandli ve Izlandali denizciler tarafindan bilindigine inaniliyor. Denizcilerin Helluland dedikleri yer oldugu dusunuluyor.


Baffin adasi el degmemis dogasi ile gercek ustu manzaralar sunuyor. Yukarida adanin yazlarindan bir manzara gormekteyiz.

Bu ise adanin uzerindeki buzullardan bir goruntu. Adayi ziyaret edenlerin fotograflari benim gibi sicak ulke insanlarinin bile aklini celiyor. Neyseki burdan oralara kadar yol yok.Yoksa coktan arabama atlamistim.

Iste bu guzelim ada, yilin cogunu kutup girdaplarinin etkisi altinda geciriyor. Kutup girdaplari gucunu kaybedince alcak basinc alani yayiliyor ve girdap guneye iniyor. Girdaplarin gucunu kaybetmesinde bir cok faktorun etkisi olabiliyor. Ornegin tropikal bolgelerdeki volkanik aktiviteler bile, takip eden iki yil boyunca girdaplarin gucunu azaltabiliyor.

1985te Kuzey Amerikanin gecirdigi soguk kisin sebebinin de kutup girdabi oldugu biliniyor. Bazi ozel kosullarda, kutup girdabinin capi artmiyor ancak bir parcasi kopup guneye inebiliyor (kuzey yarim kurede).

2001den beri iklim degisimi ve kuresel isinmanin kutup girdaplarinin gucu ve yapisi uzerindeki etkisi arastiriliyor. Genel yargiyi soyle ozeytleyebilirim: Iklim degisimi, kitalar uzerinde daha az kar yagmasina ve buzlarin erimesine sebep oldugu icin gunes isinlarinin yansimasinda azalma gozleniyor. Bu da buharlasma ve terlemenin artmasina yol aciyor ve atmosferdeki hava kitlelerinin basinci da boylece degisiyor. Atmosfer genelinde alcak basinc merkezleri guclerini kaybediyor, hatta bir kismi tamamen yok oluyor. Kutup Girdaplari da tabii ki bu dongunun disinda kalamiyor, gucunu kaybedince, guneye iniyor.

Ozon tabakasindaki delinme de benzer bir zincire sebep oluyor. Guney kutbu Antartika uzerindeki ozon deliginin etkileri uzun yillardir biliniyor ve calisiliyor. Bugun ilk kez 2011 den beri kuzey kutbu, Arktik uzerinde de bir ozon deliginden bahsedildigini farkettim.

Son olarak gectigimiz kisin bizim uzerimizdeki etkilerini paylasmak istiyorum:

Arabam zorlu kis sartlarinda bizi hic hayal kirikligina ugratmadi, kendisiyle gurur duyuyorum.

 Bu da "bugun hava sicak" deyip kendimizi disari attigimiz bir gun. Insan her seye alisiyor..

Ve kutup girdabi tarafindan vurulmus ceyhun, kas, biyik, sakal, ne varsa donmus.. :))


Thursday, July 10, 2014

Kanada'nin sulari, Ceyhun Kirimli arsivinden, bolum 1

Kanada'yi Kanada yapan en onemli ozelligi sahip oldugu tatli su miktari. Dunyanin temiz su kaynaklarinin %20si Kanada'da yer aliyor. Ve Kanada'nin yuzolcumunun de %9unu goller olusturuyor. Kuzey Amerika'nin 5 buyuk golunun (The Great Lakes) 4 unun Kanada ile ilgisi var.

Superior, Huron, Erie ve Ontario golleri Kanada-Amerika sinirinin onemli bolumlerinden birini olusturuyor. Kuzey Amerika maceramizin bugune kadar olan bolumunde bizimde yolumuz bu dort golle surekli cakisti. Lake Michigan ile henuz tanisma firsati bulamadik. Lake Erie'yi de sadece kosesinden taniyoruz. Diger uc gol ise bircok gezimizin istikamet noktasini olusturdular. Bugun Superior Golunden baslayarak bir yazi dizisi ile kendi gorduklerimi sizlerle paylasacagim. Superior golu onyargili bir tercih oldu sanirim, cunku hem her hafta sonu kendisini  ziyaret ediyoruz.
(Resim wikipedia'dan alinmistir) Sehrimizin sahil manzarasi boyle. Karsidaki koca kaya, Sleeping Giant Provincial Park. Sekli golun uzerinde yatan bir insani andirdigi icin bu ismi vermisler. Yukaridaki haritadan da secilebiliyor, sehre paralel bir yarim ada. Parkin buradan gorulen kisimlarini gezmek hic mola verilmezse bir gun suruyor. Devimizin kafasinin da icinde oldugu yuruyus parkurunu gezmek 6 saat suruyor. bize henuz kismet olmadi, ama oralari gormeden donmek de bize yakismaz.


Bunlar da sehrimizin dereleri. Kanada'da 1,5-2 milyon kadar nehir oldugu soyleniyor. Sanirim bu nehirleri nasil saydigimiza bagli, bir cogu birbiri ile baglantili, bir cogu da buyuklu kucuklu bir cok golu birbirine bagliyor. Takvimler kasim ayini gosterdi mi, hemen hemen tum goller ve nehirler donmaya basliyor. Son kisi oylesine sert oldu ki, Superior golunun bile cok ciddi bir kismi dondu. Bizim sehrin limani da aylarca kullanilamadi.


Burasi da parkin icinden bir gol. yarim adanin icinde de irili ufakli birkac gol var, buralarda sehrimizin sakinlerinin yazliklari yer aliyor.


Bizim evden batiya dogru giderseniz Kakabeka selalesi sizi bekliyor. Sehir merkezine uzakligi 30 dakika, tek ulasim yolu kendi ozel arabaniz. Kisin baslamasiyla selalenin iki yaninda buz kitleleri olusmaya basliyor. Kis kosullarinin sertligine gore de selalenin tamami bile donabiliyor:

Eger soguga katlanabiliyorsaniz ve o gun yollar acilmissa, kacirilmamasi gereken bir manzara.


Yazi dizimin ilk kisminda son tanitacagim yer, Boulevard Golu. Superior Golune kisacik bir dere ile bagli, hatta yukaridaki fotograftaki binalarin ardi Superior Golu. Boulevard Golunun cevresi yuruyus parkurlari ile dolu. Benim icin ise bu golun kisiri meshur :)) cunku havanin gec kararmasindan faydalanan Kirimli familyasi, kisirlari paketleyip her firsatta oraya kosuyor.

Meraklisina acik davetiyedir!!

Bumerang - Yazarkafe