Ceyhun Kirimli has a PhD. in Biomedical Engineering with areas of competence in Molecular Biology, Genetics & Biomedical Engineering and Computational Sciences with focus on Development and Design of Biosensors.

http://www.linkedin.com/in/ceyhunkirimli
http://ceyhunkirimli.com

Ad Unit

Tuesday, July 22, 2014

Chippewa Park

Sonunda yaz geldi. 30 dereceyi de gorduk. -39 dan +30 a ciddi bir degisim yasadik Subattan Temmuza. Maalesef sicak hava biz kendisine doyamadan bugun yerini firtinaya birakti. O da biraz esti gurledi, yagdi mi yagmadi mi belli bile olmadi, (ya da ben kacirdim) yarin hayat normale donecekmis. Biz de ailece kendi tanimimizla yaz denebilecek sayili dakikalari kacirmadik. Pazar ogleden sonramizi ve pazartesi oglenimizi Chippewa Park da gecirdik.  Oncelikle parkin resmi sitesine bir goz atalim:

Chippewa park web sitesi


Chippewa Parki sehrimizin guney ucunda yer aliyor. "Fort William Reserve"in bir parcasi. Oncelikle Fort William Reserve den bahsetmek istiyorum. Reserve kelimesi, Turkce kullanimindan da anlasilacagi uzere, ayrilmis, sakli tutulmus demek. Fort William Reserve sehrimizin Aborjinlere, yani yerlilere ayrilmis bolgesi. Onlari artik yerliler, kizilderililer vb.. eski lakaplarla  tanimlamiyoruz Kanada'da. Kendilerine Ilk Millet (First Nation) diyoruz. Hepimizden once buradalardi anlaminda. Kanada'da adet (ya da kanun) yerlilere ozel bir bolge ayirip, onlara orada bir suru ozel hak vermek: vergi muafligi, universitelere bedava gidebilmek, benzini indirimli almak.. gibi.

Bu uygulamanin amaci, yerli halklarin kendi orf, adet ve yasam sekillerini korumalarini saglamak. Ama bizim gozlemledigimiz kadariyla durum hic de oyle degil. Sanki oraya hapsedilmis yok olmalari bekleniyor gibi. Kuzey Ontario'ya tasinmadan once buralarda suc oraninin yerli nufusunun oranina bagli olarak, Kanada'nin geneline gore cok yuksek oldugunu bir cok kaynaktan ogrendik. Istatistikler de bu durumu onayliyor. Ama isin ic yuzu farkli. Kanada'da yuzlerce is basvurusu yapmis biri olarak sunu soyleyebilirim basvurularda ilk sorulan soru hep: Aborjin misin? Resmi kaynaklara gore bu sorunun amaci cok baska ama bu sorunun verdigi tek hizmet ulke nufusunun sadece yuzde ikisini olusturan bu cok ozel insanlarin onune kocaman duvarlar ormek.

Beni uzen bir diger konu da uyusturucu otlar. Kuzey Amerika'da insan haklari, inanc haklari ile es anlamli olarak kullaniliyor. Olmek uzere olan kanser hastalarinin bile alabilecegi uyusturucu tipi ve miktari sinirli iken, eger dini inanisa baglanabilirse sokaktaki adamin her turlu uyusturucuya, yasal yollardan, hem de istedigi miktarda ulasmasi serbest. Bu nasil bir lahana tursusu anlayan beri gelsin?!?! Yerliler de bu sacma sapan ozgurluklerin kurbani oluyorlar. Onlarin geleneksel dinlerinin bir parcasi oldugu icin daha cocuk yasta uyusturucu icmeleri serbest. Baska bir lahana tursusu vakasi ise, bu insanlarin dinlerine bu kadar deger veren Kanada'nin Reserve'in her kosesine birer kilise kondurmus olmasi. Ustelik ne zaman toplanip sosyallesebilecekleri bir merkez kurmak isteseler, devlet tarafindan reddediliyor. Ozetle Reserve de yapilabilecek fazla bir sey yok ve uyusturucu bol. Reserve disina cikmak icin caba gosterenlerin ise elinden tutan neredeyse hic yok.

Loretta Sanders'i sadece burada anmak istiyorum.

Iste butun bu gercekleri yuzumuze haykiran bir yoldan gecip Chippewa Park'a vardik. Fort William Reserve'un cogu daglik alandan olusuyor. Vahsi dogayla ic ice yasiyor Reserve halki:

Neyseki arabadan cok korkuyorlar :))

Pazar gunu parkta klasik araba shovu vardi. Biz anca odul torenine yetisebildik, o yuzden de butun arabalarin resimlerini cekemedik. Ama tabiiki bir araba hastasi olarak ben mest oldum, cocuklar gibi oradan oraya kosturdum.








Asil sicak bizi Pazartesi vurdu. Okul hayatina sonsuza kadar devam etmenin nimetlerinden yararlanan biz de, borekleri toparlayip plaja kostuk:



Daha Pazar gununden plaji gozumuze kestirmistik cunku. Yalniz gorunen bu su, anlatamayacagim kadar soguk. Alismak kesinlikle mumkun degil. Coluk cocuk bile giriyor diye, yigitlige camur surdurmeme adina ben sonuna kadar gittim, dubalara kadar yuzdum. neyseki firtina cikti da Sali gunu tekrar gidemedik. Cunku hala kan dolasimim kendine gelemedi. Boreklerin yanindaki de gunes koruyucu krem. Benim alerjim varmis diye bana suruluyor her seferinde balcik gibi. Suyun soguyla kremin etkisi birlesince ben plaja gittigimden beyaz dondum eve. Birisi ise ne guzel yandim diye ortalarda dolasiyor hala.


Saat 3 e dogru plaj doldu, park yerinde bosluk kalmadi. Sicagin etkisiyle de golun uzerinde buharlasma gozle gorulur hale geldi. Ikinci kez suya girmeye niyetlenemedigim icin evimize erken donduk. Malum calismak gerek....


No comments:

Post a Comment

Bumerang - Yazarkafe