Ve sonunda ikna oldum ki: Bu ulkede, ozellikle belli bir enlemin kuzeyinde hayat sadece yazin yasaniyor. Karlar bastirdi mi, her sey de onunla birlikte donuyor sanki. Biz ailece kesinlikle alisamiyoruz. Kafam da almiyor nasil alisilacagini, sanki insanlarin beyninin bir kismi kis uykusuna yatiyor. Bizim icin ise hayat uyuma, yeme icme ve internetten dizi mizi izleme ucgeninde gecip gidiyor..
2015'i heyecanla ve iste bu dusuncelerle bekliyorum.. Beklerken de, 2014'u hatirliyorum. 2014'un hayatima katkilarindan biri bu blog oldu. 2014'te en eglendigim zaman ise, Banff gezimiz idi. Banff'a giderken, Banff'i gezerken ve Banff'tan donerken her ani dolu dolu gecirdik. Ancak hic birini sizlerle paylasmadim.. henuz.. tabi borekler haric :))
2014'un bitmesini beklerken, bu acigimi kapamaya karar verdim. Bu karda kista o yolu gitmeyi gozum yemese gerek, gezimizin son ve bize en yakin duragindan basliyorum anlatmaya:
Kenora, Ontario, Kanada.
Kenora, bizim evden kuzey batiya dogru giderken yolunuza cikacak. 489 km ilerde..
Kenora, eyaletin bolgedeki en buyuk yerlesim merkezi. 1688'de Fransiz Jacques De Noyon tarafindan kesfedilene kadar yerlilere ait Ojibway bolgesinin bir parcasiymis. 1732'de Fransiz limani olarak insasina baslanmis. 1763'de Ingilizlerin eline gecmis. O donemde sehrin adi Rat Portage.
Rat Portage'da kalici yerlesimin baslamasi bolgede 1850lerde altin madenlerinin bulunmasi uzerine gelismis. Hudson Bay sirketi 1878 de Rat Portage' a kalici olarak yerlesmis ve 20. yuzyilda altin madenlerinin sayisi yirmiyi bulmus. 1905'te sehrin ismi "Kenora" olarak degistirilmis. Kenora'nin hic bir kelime anlami yok. Bolgede yasayan iki yerli grubun isimlerinin (Keewatin, Norman) ve Rat Portage'in ikiser harflerinin alinmasi ile olusturulmus.
Kenora kurulusundan beri onemli bir liman. Kuzey'deki tum madenleri Manitoba, Ontario ve ABD'nin kuzeyine bagliyor. 1886'da Kanada'nin iki kiyisini birbirine baglayan tren yolunun Kenora'dan (altin madenlerinden mi desem) gecmesi ile sehrin stratejik onemi de artmis.
Sehir merkezi: Main road.. yada bizim HW17'nin bir kismi.. 1932'de insaa edilmis.
Lake of the Woods'dan bir manzara.
Kenora'ya bir de sahilden bakalim.
Kenora'nin tarihindeki en ilginc donem ise, hangi eyalete ait olduguna karar veremedigi yillar olmus. Yukaridaki ilk haritadan da gorebileceginiz gibi Kenora, Manitoba'nin baskenti Winnipeg'e 2 saat uzaklikta. Ontario'nun geri kalani ile ise pek bir ilgisi yok. En yakin komsulari biziz, dusunun yani..
1870'den 1884'e kadar bir turlu bir karara varamamislar. Halk oylamasina gitmisler, bir sonuc cikmamis. Ottawa'daki hukumet, sehri Manitoba'ya baglamis, cok da begenmemisler. En sonunda, Ingiliz mahkemesi, Kenora'yi Ontario'ya vermis, Ontario, Manitoba ve Minesota'nin sinirlarini belirlemis ve boylece bu tartismaya da son noktayi koymus. Kanada-Amerika sinirinin bu hareketli kismi da bu sekilde belirlenmis olmus.
Gelelim gunumuze.. Kenora gelip gecen Kanadalilar ve Amerikalilar icin turistik kucuk bir kasaba.. Nufusu: 15 bin. Altin arama ve cikarma calismalari biraz kuzeye (Rainy River'a dogru) kaymakla birlikte hala devam ediyor.
Lake of the Woods uzerinde bir suru adanin bulundugu bir gol. Adalari tekne turlari ve deniz ucagiyla gezmek mumkun. Eylul'un 3unde tekne sahipleri dukkani kapatip gitmisler.
Biz daha cok deniz ucagina heves etmistik zaten ama sansimiza kucuk ucagi adanin birine gondermisler, 6 kisilik ucak da bizim butcemizi zorladi. Sonucta ilk ziyaretimizde bize sadece adalara uzaktan bakmak kismet oldu.
Kenora'ya gelecek yaz tekrar gitmeyi ve orada bir hafta gecirmeyi ciddi ciddi dusunuyoruz. Sebep:
bu tekne evler.. Mutfagi, iki yatak odasi ve daracik banyosu ile kiralanmaya hazir. 5 kisiye kadar ev sahipligi yapabiliyor. Yavas yavas adalarin arasinda gezerken, terasinda guneslenmek mumkun. Yalniz ben o suya girmem:
Hatta Elcim yanlislikla dusse, kendi cabalariyla cikmasini beklerim. Jel kivaminda bir gol de hayatimda ilk defa gormus oldum. Nedir o canli mi onlar, bitki mi? Kac hucreli, o ne bicim renk? Ikinci haritaya bir goz atarsaniz, bir de plaj var bunun uzerinde. Dualarim golun o tarafinin morfolojisinin farkli olmasi yonunde..
Halbuki, bizim koyun sulari ne guzel:
Kendi koyumu anlatmaya basladigima gore, hikayemi tamamlamisim sanirim. Oyle ise sizleri Kenora'nin resimleri ile basbasa birakiyorum. gelecek yaz Kenora gezimizde bizlere katilmak isteyenler olursa, her turlu oneriye ve istege acigiz.
4000km araba kullanmis ben. Eve 500km kala hala enerji ve nese doluyum :))
Tekneye binecegim diye tutturmus Elcim.. gelmedi adamlar.. gezemedik.. diye hala uzuluyor..
Kendini avutacak bir arkadas buldu.. Bizim koyde canlilari var. Onlara karsi bu kadar sicak degil neyseki!!
Kenora'nin gol ve liman manzarali restorantlari.. 6 gundur evden uzakta oldugumuz icin alerjilerinden korkan Elcim, sabahtan, yollara dusmeden, otel odasinda bize tostlar hazirladi. O yuzden restoran tavsiyesinde bulunamayacagim.
Golun icindeki o jelimsi sey oksijensiz kalmasin diye golu havalandiran fiskiye.. Gerek yok bence, biraz azalsa gol gole benzeyecek..
Kenora halkinin tekneleri..
Bize kismet olmayan deniz ucagi..
Elcim'in gozunden ayirmadigi gezi teknesine bir de gol tarafindan bakalim dedik.. Icinde in cin top oynuyordu..
Sahildeki organizasyon cadiri. Aksam dugun yada bir toplantiya hazirliyorlardi. Yine de bizim icine oturup piknik yapmamiza izin verdiler sevgili Kenoralilar..
Sehrin muzesi. Ben pek muze insani degilim sanirim.. Icini gezmek aklima bile gelmedi ne yalan soyleyeyim..Internette kucuk ve sevimli bir muze oldugu yaziyor.. Ovguleri okuyunca gelecek yaz planlarimiza dahil etmeye karar verdim. Sehrin hikayesini bir de onlardan dinlemek gerek..
Kenora'dan ayrilmaya hazir, arabasina kavusmus, sofor Ceyhun..
Uzun uzun yollar bizleri bekler..
No comments:
Post a Comment